İş Davalarını Kaybetmek İstemeyen İşverenin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar İş davalarını kaybetmek işveren için bir kader mi? İşler yolundayken, personel ve işveren birbirlerinden memnunken her şey böyle devam edecek, hiç sorun çıkmayacak, duygusu içindedirler. Bu nedenle hukuk ve ispat kurallarını bir tarafa bırakıp, her şeyi sözlü mutabakatla yürütme eğiliminde olurlar. Eğer bir sorun yaşanırsa ve personel işten ayrılmak isterse, bir avukata gider. Avukatın soracağı sorular şunlardır; fazla mesai yaptınız mı? Yıllık izninizi kullandınız mı? Dini ve milli bayramlarda çalıştınız mı? Bu sorulardan birinin veya bir kaçının cevabı EVET ise, personel bir daha işe gitmez, dava açıp hem bu haklarını (yıllık izin, fazla mesai vb…) hem de kıdem tazminatını alabilir. En önemli konulardan biri FAZLA MESAİDİR. Genellikle iş görüşmesinde işverenler personele yapılacak işi anlatır, bu iş için örneğin, haftada üç gün bir saat fazla çalışman ve cumartesi günleri yarım gün çalışmanız gerekir, şeklinde sözlü bir açıklama yapar veya işçi zaten o sektörde deneyimli ise bu şekilde çalışması gerektiğini biliyordur. İşçi de bu koşullarda istediği maaşı söyler ve taraflar anlaşır. Belirlenen maaş her ay ödenir. Burada işvereni ilerde çok önemli bir tehlike beklemektedir. Örneğin, beş yıl sonra işten ayrılan bu işçi, ben fazla mesai yaptım, fazla mesai ücretim ödenmedi, diyerek bir dava açtığında ve iki tanık ile fazla mesai yaptığını ispat eder ve işveren yüklü bir fazla mesai ücreti ödemek zorunda kalır. Bunu önlemek için: a-Bordroda, personel ile yapılacak fazla mesaili çalışma üzerinden anlaşılan ücret normal çalışma saatlerinin ücreti imiş gibi gösterilmemelidir. Bordroya bakıldığında net bir şekilde personelin yaptığı fazla mesai ve bunun karşılığında aldığı ücret açıkça görülmelidir. Böylece personel 'fazla mesai ücretim ödenmedi' diyemez. b-Personelin işe giriş çıkış saatleri parmak okuma sistemi veya personel tarafından imzalanacak günlük mesai çizelgesi gibi yazılı bir belge ile kayıt altına alınmalıdır. Böylece örneğin haftada 3 saat mesai yapan bir personel, haftada 10 saat fazla mesai yaptım, diyemez. Personelin maaşı düşük gösterilip, bir kısmı elden ödenmemelidir. Eğer böyle yapılır ise: a-Personel tazminat davası açtığında zaten iki tanık ve ilgili meslek odasın yazıları ile gerçek ücretini ispat edebilir ve tazminatlarını gerçek ücreti üzerinden alabilir. b-Personel, sigorta primlerinin düşük yatırıldığı için SİGORTALILIĞIN TESPİTİ davası açabilir. Bu davanın sonucunda ağır cezalara hükmedilebilir. Personelin sigortası işe girdiğinde başlamış olmalıdır. Sigortanın geç yapılması veya hiç yapılmaması halinde: a-Personel bir iş kazası geçirir ise sigorta hiçbir ödeme yapmayacağı için tüm sorumluluk (hastane masrafları vb…) işverene ait olur. b-Sigortasız personel çalıştırma nedeniyle ceza ödenmek durumunda kalınır. Yıllık iznini kullanan personelden mutlaka yıllık iznini kullandığına dair belge alınmalıdır. Bu belgeler kilitli bir dolap veya kasada saklanmalıdır. Personelin yıllık izin kullanmak istediğini belirten belge imzalaması yeterli değildir. Belgeden, iznin kullanılmış olduğu anlaşılmalıdır. Aksi halde: a-Tüm yıllık izinlerini kullanmış olsa bile personel, 'ben hiç yıllık izin kullanmadım, parasını istiyorum' diye bir dava açar ise mahkemeye personelin yıllık iznini kullandığına dair yazılı belge sunamayan işveren izin ücretini ödemek zorunda kalır. b-Personelin izin kullandığını gösteren belgeler iyi saklanmaz ise personel işten ayrılırken bu belgeleri yanında götürüp, kullandığı izinlerin parasını işverenden alabilir. Bu konuda yaşanmış örnekler vardır. https://www.linkedin.com/pulse/i%C5%9F-davalarini-kaybetmek-istemeyen-i%C5%9Fverenin-dikkat-etmesi-musa-sa%C4%9F/ Musa Sağ